Türkiye'nin Şekillenmesinde Etkili Olan İç Kuvvetler
Dağ Oluşumu Hareketleri:
Bilindiği gibi ülkemiz, Paleozoyik dönemde Kaledoniyen ve Hersiniyen orojenezlerine uğramıştır.
Paleozoyik'te oluşan bu dağlar önemli ölçüde aşınmıştır. Ülkemizin şekillenmesinde, özellikle Kuzey Anadolu ve Toros dağ sıralarının oluşmasında Alp orojenik hareketleri ve bunu takip eden orojenez sonu (post-orojenez) hareketler etkili olmuştur. Mesozoyik başlarından itibaren Anadolu'nun kuzey ve güney kesimlerine yerleşen Tetis jeosenklinalinde biriken çeşitli tortul malzemeler, Mesozoyik sonundan itibaren jeosenklinal alanının daralması ile kıvrılarak su üstüne çıkmışlardır. Eosen döneminde ise deniz, ancak eski Tetis jeosenklinalinde oluşan dağların alçak kısımlarına ve senklinallere yerleşmiştir. Oligosen sonuna doğru ise Alp orojenezi en şiddetli safhasına erişmiştir. Miyosen sonlarında Güneydoğu Anadolu’da Torosların kara haline gelmiştir.
Genel olarak Anadolu'nun her iki '..inadında bulunan bu dağlar, Tersiyer sonlarında ve hatla Kuvaterner başlarında tekrar toptan yükselmeye uğramışlardır. Sonuçta yüksekliği 2000 yı1 hatta 3000, Güneydoğu Toroslarda 4000 m'yi aşan dağlar (Hakkari dağları) oluşmuştur.
Faylanma ve Epirojenik Hareketler:
Oligosen'de en şiddetli safhasına ulaşan Alp dağ oluşumu hareketlerinden sonra, Miyosen'den itibaren Doğu Anadolu'nun sıkışmaya uğraması ile Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu yırtılma fayları meydana gelmiştir. Gerek Miyosen ve gerekse Pliyosen 100'lerce metre çöken oluk ve havzalar oluşmuştur. Bu havzaların çoğu Neojen döneminde göllerle işgal edilmiştir (Muş - Van, Erzincan, Erzurum, Erbaa-Niksar, Elazığ, Malatya, Hazar vs.).
Anadolu'nun doğusunda oluşan sıkışma hareketlerinin aksine, Pliyosen 'den itibaren Batı Anadolu'da meydana gelen gerilme hareketine bağlı olarak sert kütleler (Menderes masifi) faylarla parçalanarak bloklar hâlinde çökmüştür.
Epirojenik hareketler Üst Tersiyer'den itibaren başta dağ kuşaklarımız yükselmeye, Akdeniz ve Karadeniz çanağı alçalmaya uğramıştır. Bunun sonucu olarak Orta Toroslar ve Kuzey Anadolu dağları yükselmeye uğramıştır. İç ve Doğu Anadolu'dan kaynağını alan Kızılırmak, Yeşilırmak ve batıda Sakarya Kuzey Anadolu dağlarını; Zap, Seyhan ve Ceyhan da Toros dağlarını parçalamışlardır.
Volkan Faaliyetleri:
Losen'den itibaren geniş sahalarda başlayan volkan faaliyetleri, Neojen sonlarından itibaren merkezî püskürmeler haline dönüşmüştür. Oligosen sonundaki Alp orojenik hareketleri ve ondan sonra da oluşan epirojenik, faylanma ve volkan faaliyetleri el ele vererek Anadolu'nun şekillenmesinde son derece etkili rol oynamışlardır.
Türkiye'nin Şekillenmesinde Etkili Olan Dış Kuvvetler
Ülkemizde Paleozoyik'den beri akarsu faaliyetleri çok etkili olarak hüküm sürmüştür. Ülkemizde akarsu ağının günümüzezdeki modelini almaya başlaması Alt Tersiyer’e kadar dayanmaktadır. Özellikle Oligosen devrinde ülkemizin büyük bir bölümü kara haline geçmiş ve Neojen’de Anadolu’yu yer yer kaplayan göllere civardaki akarsuların getirdiği çeşitli boyutta malzemeler birikmiştir. Pliyosen sonu ve Kuvaterner başlarından itibaren dağ kuşaklarımıza Tersiyer döneminde yerleşen akarsular, dağların yükselmesine bağlı olarak yataklarını kazarak derinleştirmişler. Zap, Dicle, Fırat, Ceyhan, Kızılırmak, Yeşilırmak ve Sakarya nehirleri, dağ kuşaklarımızı yüzlerce metre yararak antesedanr özellikte boğazlar açmışlardır.
Kuvaterner başlarından itibaren kuruyan neojen göl havzalarında beliren eğim şartlarına göre kısa boylu akarsular kurulmuştur. Kuzey Anadolu dağlarının kuzeye bakan yamaçlarında kurulan akarsular, doğrudan Karadeniz'e akarken, dağın güneyine bakan yamaçlarına kurulan akarsular Kızılırmak, Yeşilırmak ve onların büyük kolları ile birleşmişlerdir.
Tektonik oluklarda bulunan neojen depolarını da yararak, aşındırarak altta bulunan Paleozoyik veya Neojen öncesine ait temele saplanmışlardır. Bu akarsuların bazı yan kollan ise Kuvaterner başlarında çökme sonucu ortaya çıkan fay diklikleri üzerine kurulmuştur.
Aynı şekilde Neojen sonu ve Kuvaterner başlarında çökme sonucu oluşan tektonik oluklar ve fay kuşakları, akarsuların kuruluşunu âdeta yönlendirmişlerdir.
Örnek olarak Kuzey Anadolu Fay kuşağım takip eden Kelkit, Delice, Gökırmak; . Muş havzasında Karasu; Pasinler-Horasan havzasından geçen Araş nehirleri verilebilir. Miyosen sonunda kurulan akarsular, karşılaşmanın ilerlemesi ve yer yer yeraltına intikal etmesi ile yeraltı nehirleri oluşmuştur.
Neojen'den itibaren dağ kuşaklarına yerleşen akarsular, dağların epirojenik yoldan yükselmesine bağlı olarak yataklarını akıl almaz biçimde yararak son derece dar ve derin vadilerini açmışlardır. Örnek olarak Çoruh Doğu Karadeniz dağlarını, Zapsuyu Güneydoğu Torosları l000m Ceyhan Nehri de Torosları 500-700 m'nin üzerinde yarmıştır.
0 yorum:
Yorum Gönder